John Carpenter tarafından yönetilen Şeytan, izleyicilere Antarktika'daki bir araştırma istasyonunda geçen gerilim dolu bir serüven sunmaktadır. Filmin hikayesi, izole bir gruptaki insanların karşılaştığı sapkın bir varlıkla başlarını derde sokmasını konu alıyor. Varlık, bir kopyalama yeteneğine sahip ve bu yüzden kimlerin insan, kimlerin şeytan olduğu belirsizleşiyor. Geraldine Page, Kurt Russell gibi güçlü oyuncu kadrosu ile bu film, sinema tarihinin en iyi korku/gerilim yapımlarından biri olarak kabul ediliyor. Görsel efektler ve atmosfer, filmin sürükleyici yapısını daha da güçlendiriyor.
Filmde öne çıkan isimler arasında Kurt Russell, Wilford Brimley, Keith David ve Richard Masur bulunmaktadır. Kurt Russell, McReady karakteri ile dikkat çekmektedir. McReady, grubun lideri olarak öne çıkarken, içinde bulunduğu zor durumu tartışmaya ve çözmeye çalışmakta. Wilford Brimley, yaşça büyük bir karakter olan Blair'i canlandırır ve grup arasındaki kaygıları daha da derinleştirir. Keith David ise Childs karakteri ile ekibe katılır ve gelişmelerin içinde yer alarak güveni sorgulayan bir figür haline gelir. Richard Masur ise Nauls karakteri ile doğal bir performans sergiliyor. Bu oyuncuların güçlü yorumları, filmin gerilim dolu atmosferini daha da artırmaktadır.
Şeytan filminin ana teması, insanın içindeki karanlık ve hayatta kalma içgüdüsüdür. Karakterler arasında oluşan güvensizlik, insanın kendi doğasına olan şüphelerini yansıtırken, korkunun kendi içindeki kopyalara dönüşmesiyle bir bağ kurar. Film, sadece bir korku hikayesi olmanın ötesinde, insanın doğasına dair derin sorular sormaktadır. İnsanlar arasındaki bağların ne kadar kırılgan olduğu bu filmle gözler önüne serilirken, dostluk ve ihanet temaları ön plana çıkmaktadır. Ayrıca, bilinmeyene olan korku ve kaygı, izleyiciyi filmin merkezine çağırtmaktadır. Her karakterin içsel mücadeleleri, filmin ana fikri üzerinde düşündürücü öğeler taşır.
Filmin sinematografik özellikleri, soğuk ve karla kaplı Antarktika manzaraları ile gerilim atmosferini güçlendirirken, özel efektler ise döneminin ötesinde bir başarı gösteriyor. John Carpenter'ın etkileyici müziği, izleyicinin izlediği her sahnede gerilim hissini yoğunlaştırıyor. Film, görsel gerilim ve yapım kalitesi ile sinema severler üzerinde kalıcı bir etki bırakıyor.